26 Şubat 2008 Salı

viagra

Bir gün babasi çocugunu eczaneye gönderir ve viyagra almasini söyler. Çocuk kosar adimlarla eczaneye gider ve eczaneciye der ki :-"Babam beni viyagra almam için yolladi.." Eczaneci de ona bir paket viyagra verir ve siki siki tembihler:-"Babana söyle, bundan günde bir taneden fazla kullanmasin!."Cocuk aldigi ilaci ablasina verir,-"Abla babama söyle bundan günde iki taneden fazla kullanmasin."Ablasi aldigi ilaci annesine verir ve der ki:-"Anne, babama söyle bundan günde üç taneden fazla kullanmiyacakmis."Evin hanimi da kizindan aldigi ilaci esine verir ve -"Herif bundan günde dört taneden fazla kullanmiyacakmissin ." der.Evin herifi de daha iyi olsun diye bes adet ilac yutar ve sonra film kopar. Ertesi gün eczaneci isyerine giderken kaldirimda oturan çocugu görür ve merakli bir sekilde sorar.-"Eee ufaklik, ne oldu verdigim ilaç ise yaradimi?" Çocuk aglayan gözleri ile eczaneciye bakarak der ki:-"Evet çok ise yaradi, annem öldü, ablam hamile, benimde kiçim agriyor, babam ise damda kedileri kovaliyor..."

pozisyon

Yeni evli iki çift gerdek gecesi sevişmek için hazırlanırken kadın birden eşine - "Yapamayacağım", der. Eşi sebebini sorduğunda - "Bu papağan bana bakarken rahat davranamıyorum", yanıtını verir. Bunun üzerine adam papağana doğru yönelir. Papağana - "Şimdi arkanı dön. Eğer bizim tarafa dönecek olursan senin ananı mikerim" der.Bunun üzerine papağan arkasını döner. Karı kocanın işi biter, sabah olur. Papağanın arkası hala dönüktür. Çift ise balayına gitmek içinvalizlerini toplamaya başlarlar. Fakat son bir parça valize sığmamaktadır. İçeride şu diyalog geçer:- "İttir ittir..."- "Olmuyor ittiriyorum."- "Biraz daha zorla, girdi girecek."- "Dayanamayacağım, gücüm kalmadı."- "Ha gayret, sık dişini, az kaldı giriyor."- "Yok bu böyle olmayacak.Ben en iyisi gardolabın üstüne çıkıp oradan atlayiim, belki o zaman girer."Bunun üzerine papağan arkasını dönerek - "Valla diil anamı, sülalemi mikseniz bu pozisyon kaçmaz..."

bari boşalda

Evli bir kadınla sevgilisi, birgün sevişiyorlarmış. Kadın, çok azgın olduğundan sevgilisine dönüp "Benimle kocamın yanında sevibilir misin?" diye sormuŞ. Adam da o anda cevap verememiş ve "Sana, yarın cevabını vereceğim" demiş. Ertesi gün olmuş, adam sevgilisini aramış ve "Şimdi kocanı al, sahile in, denize gir ve yengeç kaçtı diye bağır. Ben senin yanına geleceğim" demiş. Kadın söyleneni yapmış ve kocası denize girip karısını sahile çıkarmış. O sırada da sevgilisi "Ben doktorum, sorun nedir beyefendi, yardımcı olayım" demiş. Adam, "Yengeç kaçtı, Doktor Bey, ne yapabiliriz" deyince doktor "Çok kolay, ilişkiye gireceksiniz" der. Adam, "Riski var mı?" diye sorar. O da, "Tabi ki var, ucundan biraz gider." der. Adam, düşünür ve "Doktor Bey, o zaman sen yap" der... Onlar yapmaya başlarlar. Bir, iki, üç derken, adam, "Ya kardeşim! Çıkmıyor mu? Madem çıkmayacak, bari boşal da boğularak ölsün" der...

çamaşır

Anne ve baba çocukları anlamasın diye sevişmeye "çamaşır yıkama" demişler. Yani sevişmek istediklerinde çamaşır yıkayalım mı diyorlarmış.Bir gün baba oğlunu çağırmış ve "git anana sor bakalım çamaşır yıkayacakmıymış" demiş. Oğluda gitmiş ve sormuş. Annesi "olmaz oğlum git babana söyle bugün yorgunum" demiş.Ertesi gün adam bir daha oğlunu çağırmış ve anana git sor demiş. Anne yine aynı cevabı vermiş.Ondan sonraki gün anne oğlunu çağırmış. "Git babana söyle bugün çamaşır yıkayabiliriz" demiş. Oğulda gitmiş babasına sormuş. Babası "yok oğlum olmaz anana söyle ben çamaşırları elde çitiledim" demiş.

anlatmadan anlatmaya

Başhekim bir gün deliler hastanesinde hastaları ziyarete çıkar ve bir köşede delilerin kendi aralarında bir rakam söyledikten sonra güldüklerini görür ve sorar:- "Neden söylediğiniz her rakamdan sonra gülüyorsunuz diye?" Delinin biri cevap verir:- "Biz der bütün bildiğimiz fıkralara numara verdik.. 5 dediğimiz zaman 5 numaralı fıkra aklımıza geliyor gülüyoruz; 8 deyince 8 numaralı fıkra aklımıza geliyor, gülüyoruz", demiş.Başhekim "bir de ben söyleyeyim o zaman", demiş. "5", demiş çıt yok, "7" demiş çıt yok.. Bakmış çıt yok; sormuş "ben söyleyince neden gülmüyorsunuz?"Delinin biri cevap vermiş: - "Başhekimim anlatmadan anlatmaya fark var..."

deli hali

bir delilerhastanesindeki onlarca delilerin yıllardır tüm gün dışarı bakıyormuş.Hastaneye yeni gelen doktor.doktor:hemşire hanım neden bunlar hep dışarı bakıyolarhemşire:bilmiyorum efendim ben baktım bişi yoktu..doktor delilerin baktığı pencereye doğru gider ve dışarı bakar..doktor:eee burda bişey yokki..deliler hep birlikte:lan amına koduğumun salağı biz yıllardır bakıyoz bişi göremedik sen bi bakıştamı görcen....

trafik polisi

deli bir trafik polisi önüne gelen herkese ceza kesmektedir. Üstelik sudan sebeplerden. Bigün bu deli bisiklete binen rahibin yanına giderT.P:durbakalım senin dingil nie oynuyo alsana 100$ ceza.bak bak bak bunun firenleride sağlam değil al 100$ daha öde bakalım bunları.rahip:dur bakalım ahbap sen kime ceza yazıyosun benim sağ kolumda isa sol kolumda meryem var noluyo haaa.T.P.:wayy orospu çocukları demek bisiklete üç kişi biniyosunuz...

anahtar

Temel yillarca deliler hastanesinde kalmistir. Doktorlar bir gün delilerin akillanip akillanmayacagini test etmek için hepsini bir araya toplarlar. Doktorun biri duvara son model bir mercedes çizer ve herkese bu arabaya binmelerini söyler.Delilerin hepsi arabaya binmeye çalisirlar ama Temel hic orali olmaz. Doktorlar merak icinde: -"Niye binmiyorsun arabaya, az sonra gitcek." Temel:-"O araba gidemezki."Doktor:-"Neden gidemez?"Temel:-"Çalismiyor da ondan."Doktor:-"Niye çalismiyormus?"Temel: -"Çünkü anahtari bende de ondan."

100 duvar

İki deli yüz duvarı olan hastahaneden kaçmaya karar vermişler 99 duvarı aşmışlar.Biri sormuş : -Yoruldun mu? Öteki : -Evet, demiş.99 duvarı aşıp geri hastahaneye dönmüşler.

iki deli

Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce, iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu; "Kim o?" İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi: "Kim var orada?" İkinci deli cevap verdi; " Bir kedi daha."

güvenim yok

2 deli hüsnü ile hüsniye gecenin geç bir saatinde yürürken,Hüsnü elindeki el fenerini havaya açmış. "Buraya tırmanabilir misin?" demiş.Hüsniye ise şu cevabı vermiş:"Tırmanırım tırmanmasına da sana güvenim yok.. ya ışığı ben tepedeyken kapatırsan!?!?"

deliler

Bir adam evine giderken hastanenin bahçesinden 13,13 diye bağrıldığını duyar.Merak etmiş duvara tırmanmış.Deliler adamın kafasını tuttukları gibi içeri çekmişler ve 14,14 diye bağırmaya başlamışlar

nefes alamıyorm

Adamın biri birgün kendini asmak için ipin bir ucunu ağaca bağlamış diğer ucunuda beline dolamış, hasta bakıcı sormuş.-Ne yapıyorsunun sen,-Görmüyonmu kendimi asıyorum.-İyide boğazına dolaman gerek ipi,-Denedim ama o zamanda nefes alamıyorum.

bomba

Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler.Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar.Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır.Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır.Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? der. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.

iki deli

İki deli havuzun başına gelirler biri hemen havuza atlar suyu içer azcık içdikten sonra tükürür bunu gören öbür deli ne yaptin lan sen der.Havuzdaki deli geçen gün iki şeker atmıştım tatlı oldumu diye bakıyordum ama olmamış der.Dışardaki deli : ulen sen delimisin nesin karıştırsana...

kafa

Delinin birisi hastaneden taburcu olacakmış ve son muayene için baş hekim gelir. Deliye sorar : -Elin nerede? Deli gösterir. -Bacağın nerede? Deli yine gösterir. -Burnun nerde? Deli yine gösterir. Baş hekim doktorlara : -Bırakın emrini verir ve çıkar. Hekim çıktıktan sonra deli göbeğini gösterir ve : -Bende bu kafa varken tabi salıverirsiniz, der.

yüzer mi?

Delinin birisi saatini hastane bahcesindeki havuza atmis.Bunu goren arkadasi yanina yanasmis ve konusmaya baslamislar:-"Niye attin saati havuza?" -"Nasil yuzdugunu gormek icin."-"Peki, kurdun mu?" -"Hayir."-"Enayi, hic kurmadan yuzer mi??"

nargile

Bir gün hastaneden bir deli kaçar. Radyolarda anons yapılır çok tehlikeli bir deli kaçmıştır diye. Bunu duyan berber bugün kazanacağım kadar para kazandım en iyisimi ben iş yerini kapatıyım der...Tam o sırada içeri entarili biri girerek müsaitmisin kardeş der.. Bizim berber bakarki bu o deli tabi abi der...Berber deliye sorar abi nasıl traş ediyim der ... delide kafamın tam ortasını kazı der.. berber olurmu ağbi böle der.. deli yap ülen der...Berber delinin kafasının ortasını kazır ve başka bi arzun warmı abi diye sorar...Deli şu sobanın üzerindeki közden biraz koy der.... berber koyar... deli berbere sorar söyle lan şimdi neye benzedim ben der...Berber deliye abi kusura bakma ama nargileye benzedin der... Delide eteğini kaldırıp o zaman şu nargileyi biraz höpürdet der

zil çaldı

Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi. Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu. -Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu. Adam : -Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi. Pilot: -Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü. Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi. Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi! Dehşetle sordu : -Öğrencilerin nerede?, diye... -Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!

altmışsekiz

temel bir gün bir uçurumun ucunda atmışsekiz atmışsekiz atmışsekiz diye sayıklıyormuşş temeli gören vatandaşlar halla halla bu adam deli galiba demişler aldırış etmemişler.bir adam temelin bu hareketini dikkatlice izlemişş 1 gün geçmiş temel hala atmışsekiz atmışsekiz atmışsekiz diye sayıklıyormuş ikinci gün adam tekrar temele bakmışş temel hala atmışsekiz atmışsekizz ... yok demiş adam böyle olomayacak adamı merak sarmışşş niye böyle yapıyoo bu adam diyee dayanamamışş temelin yanına gitmişve temel sonra atmışdokuz atmışdokuzz atmışdokuzzzzz.... :)

tavuklarda biliyormu?

Bir gün adamın biri kendini tavuk yemi saniyormuş ve tavuklardan çok korkuyormuş derken adamı hastaneye yatırmışlar ve uzun süre tedavi etmiler.Sonunda adama sormuşlar,"artık tavuk yemi olmadığını biliyorsun demi?"adamın cevabı ise "ben biliyorum da tavuklarda biliyormu?"şeklinde olmuş.

yapıştım!

Bir gün bir bilim adami yilbasi nedeniyle hastaneleri gezip akillanan delileri salmaya karar vermis. Bir sürü hastaneyi gezmis fakat hic akillandigina kanaat getirilen deliye rastlamamis.En sonunda bir hastaneye gitmis birde bakmis ki bütün deliler zipliyor hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormus:
-"Bunlar neden böyle zipliyorlar?"
-"Bunlar kendilerini misir patlagi zannediyorlar." demis Birde bakmislar ki bir tanesi ziplamadan yatagin üzerinde sabit bir sekilde duruyormus. Hemen ona yaklasarak sormus.
-"Sen neden ziplamiyorsun?"
-"Ben tavaya yapistim..."

7 Şubat 2008 Perşembe

akıllı olmak

Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
-Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?Dr: Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova.Sonra da, kişiye küveti nasıl boşaltmayıtercih ettiğini soruyoruz.Siz ne yapardınız?Adam: Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük.
"Hayır" der doktor. Normal bir insan, küvetin tıpasını çeker.
Sadece bize sunulanlar dışında çözüm bulmaktır akıl.

büyük yazar

Küçük Temel, ders çalışırken babasına sordu:
- Baba, Orhan Kemal kimdir?
Babası, iç çekerek yanıtladı:
- Büyük yazar idi, öldü.
Temel, gözlerini kırpıştırarak söylendi:
- Üzüldüm. Keşke biraz ufak yazsaydı!..

ata bak!

Temel bir gün at yarışlarına gitmiş. Bilgisi olmadığı içinde, en şanssız ata oynamış. Yarış başlamış bütün atlar bir anda çıkış yapmış ve herkes ayağa kalkarak üzerine oynadıkları atlara tezahürat yapmaya başlamış.
Temel bunun altında kalırmı, kalkmış ayağa ve başlamış bağırmaya;

- Hey yavrum hey! Ata bak ata; katti önine hepsini götiriyi…

5 Şubat 2008 Salı

bakış açısı - 6

Zengin bir is adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını anne ve babasıyla tanıştırmak için evlerine yemeğe çağırdı. Yemekten sonra zengin is adamı damat adayıyla baş başa konuşmak istedi ve onu çalışma odasına götürdü.Senle söyle erkek erkeğe konusalım yavrum, dedi. Evlendikten sonra aileni geçindirmek için ne is yapmayı düşünüyorsun? Damat adayı duraksamadan yanıt verdi: Aslında benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardim eder.Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan iş adamı, bu kez daha somut bir soru sordu: Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl sahip olmayı düşünüyorsun?Damat adayı yine duraksamadan cevap verdi: Ben aslında çok çalışkan bir insanımdır, dedi. Gece gündüz demez çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz.Kız babasının neşesi iyice kaçtı. Bu kez sesini yükselterek sordu: Peki oğlum ilerde çocuklarınız olunca onlara nasıl bakacaksınız? Damat adayı o soruyu da yanıtladı: Biraz önce söyledim ya, gece gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonrada nasıl olsa Tanrının yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz.Damat gittikten sonra kızı koşarak babasının yanına geldi: Damadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söyler misin onun en çok neyini beğendin? Babası kızının yüzüne dik dik baktı: Onun en çok hoşuma giden yani benim hakkımdaki görüşü, dedi ve ekledi: Beni Tanrı sanıyor! ...!!

boynuz

Uzun süren bir iş gezisinden dönen Fransız,karısının zenci çocuk doğurduğunu görür.Karısı bozuntuya vermeden serin kanlılıkla duruma açıklık getirmek için :--Bebeğin süt annesi zenciydi der, Baba bu inandırıcı cevabı annesine anlatır.--Anneside "Doğrudur oglum, bende böyle bir durumla karşılaşınca sana inek sütü içirmiştim. O günden beri sende BOYNUZLU oldun.

miras

Ülkenin yaşını başını almış ve en zengin işadamlarından biriyle yapılan röportajdır: Genç gazeteci çocuk soruyor,"Efendim, bugünlere nasıl geldiğinizi, bu inanilmaz servetin öyküsünü bizimle paylaşmak ister misiniz?" Ve cevap geliyor, "1928 yılıydı. 1.Dünya savaşının acılari yeni yeni sarılıyordu. Elimdeki birkaç sentten başka hiç bir şeyim yoktu. Elimdeki 5 sent ancak 1 elma almama yetiyordu, ve ben 1 tek elma aldım. Sabahtan akşama kadar elmayı sildim, pırıl pırıl oldu. O elmayı gün sonunda tam 10 sente sattım. Sabahı zor etmiştim. Ertesi sabah, elimdeki 10 sentimle 2 elma aldım. Sabahtan akşama kadar o 2 elmanın her tarafını sildim, bir güzel parlattım ve gün sonunda ikisini, toplam 20 sente sattım. Bu sistemle ay sonuna kadar devam ettim ve bir ay içersinde tam 1.37 dolar kazanmış oldum. Ertesi ayın ilk haftası karımın amcası öldü ve bize 5 milyon dolar miras bıraktı.

türk farkı

Amerikan Delegesi Hanımefendi kürsüye gelmiş.. "Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım.Eve gider gitmez kocama: 'Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. İşte makine orda..' dedim. İlk gün bir şey görmedim.İkinci gün bir şey görmedim.Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor." Alman Delegesi söz almış, arkasından.. "Ben de kararımız gereğince kocama: 'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka' dedim.. Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor." Üçüncü konuşmacı bizden feminist kardeşimiz.. "Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona dedim ki: 'Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek.İşte mutfak orada..'dedim. Birinci gün bir şey görmedim. İkinci gün bir şey görmedim.Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım .....

fırlama - 2

Sınıfta öğretmen sormuş: Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: Hiç kalmaz örtmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, "siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve " Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, "Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? " Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, "Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, "Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir" demiş, "Ama düşünce tarzınızı beğendim."

fırlama

Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş servis şoförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şoförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş. Şoför "evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş. Şoför biraz sinirli "evet şimdi git yerine otur " demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım "demiş ve ardından "senin annen fahis* baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş "ŞOFÖR".

sarhoş

Adamın biri bara girmiş. Garson, herkese içki ver kendine de al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkese içki kendine de al demiş ve sonuçta parası olmadığı için yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devam etmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkese içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonrada kavga çıkarıyorsun.

feminist

Duygu Asena, yolda yürümektedir. Parkın birinde Küçük Asım'ı masum masum oynarken görür: "N'apıyorsun sen evladım?" diye sorar. Küçük Asım: "Feminist yapıyorum teyze" der. Asena, doğal olarak birtakım çamurlarla nasıl feminist yapılabildiğini merak eder. Küçük Asım anlatır: "İşte, şu çomakları şu çamurdan bedene yapıştırıyorum, otlardan saç yapıyorum, gazoz kapağından şapka, sonra üzerine sıçınca feminist oluyor!" Duygu Asena, duygulu bir kadın olarak sinirlenir ve çocuğa bir şaplak patlatır. Ertesi gün Küçük Asım'ı yine görür ve akıllanmıştır umuduyla yine sorar: "Ne yapıyorsun evladım?". "Feminist yapıyorum teyze".. nasıl yapıldığı konusunda da yine aynı cevabı alınca, bu sefer adamakıllı döver. Bu, bir hafta boyunca böyle gider. Asena, feminist inadıyla hala Asım'a eğitim amaçlı dayaklar atmaktadır. Nihayet bir gün, Küçük Asım, farklı bir cevap verir, "Erkek yapıyorum" der. Asena, büyük bir zevkle "Nasıl yapıyorsun evladım?" diye sorar. Çocuk anlatır: "İşte, şu çomakları şu çamurdan bedene yapıştırıyorum, otlardan saç yapıyorum, gazoz kapağından da şapka yapınca erkek oluyor!". Asena, merak içerisinde sorar: "Eeee, üzerine sıçmayacak mısın?". Küçük Asım, sırıtır: "Yok teyze, üzerine sıçarsam, feminist olur."

soru cevap

Çocuğun birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru işaretleri ile babasına gelir. Babası, "Oğlum bugün okul nasıl geçti" diye sorunca, çocuk babasına anlatır. "Babacığım her şey iyiydi. Ama matematik dersinde anlatılan "reel" ve "potansiyel" kavramlarını anlayamadım". Bu durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilginç bir yöntemle anlatmaya karar verir. Çocuğuna, annesine gitmesini ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk gider ve sorar. Annesi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını, bedava olarak ta seve seve Robert De Niro`yla yatabileceğini söyler. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun üzerine babası çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di Caprio`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda annesi gibi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir. Çocuk bu cevabıda babasına iletir. Babası ise söyle der. "İşte oğlum sorularının cevabı. Şu anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para, ve 2 tane potansiyel oros** var."

idda

Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyor musun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyor musun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyor musunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

iyi seçim

İki mühendislik öğrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, "Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun ?" Diğeri cevap verir, "Dün tek başıma dolaşırken bir yandan da okulu bitirince ne iş yapacağımı düşünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kız geldi ve yanımda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine bıraktı ve üzerindeki bütün giysileri çıkarttı. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diğer öğrenci arkadaşını doğrularcasına başını sallayarak, "İyi seçim yapmışsın, elbiseler belki sana uymayabilirdi".

mavili ibne

Ormanda oturan acil vaka bir hasta varmış, hastaneye gitmesi mecburmuş. Bizim doktor da ne yapsın, almış jipini gitmiş kadının ormandaki evine. Almış kadını atmış jipinin arkasına ve ormanda gidiyorlarmış. Önüne kıpkırmızı bir adam çıkmış, ben demiş ormanın kırmızılı ibnesiyim . Bana bir yiyecek. Adam düşünmüş, sandvicini vermiş ibneye. Sonra bir gölün etrafından geçerken sapsarı bir tip çıkmış, el kol sallamış falan, bizimkini durdurmuş. Ben demiş bu gölün sarılı ibnesiyim demiş. Bana bir içecek. Bizimki durmuş düşünmüş, vermiş kolasını. Sonra yola devam etmiş. Bizimki işte bildiğimiz asvalta çıkmış en sonunda. Önüne masmavi bir adam çıkmış, el kol sallamış falan durdurmuş bizimkini. Bizimki sinirlenmiş. "Yaa asfaltın mavili ibnesi!!!! Sen ne istiyorsun????" Mavili herif dönmüş:
"Ehliyet, ruhsat lütfen!"

benzetme

Yaşlı bilge ile ormana yeni gelen tavşan birlikte ormanda tur atarlar. Tavşan meraklı her gördüğünü sorar. Biraz sonra önlerine bir katır çıkar. Tavşan
- Bilge bu nedir? Ne ilginç hayvan. diye sorar.
- O Katır dır. Eşek ile Atın karışımıdır evladım. der yaşlı bilge. Belirli bir süre sonra bu sefer karşılarına Kurt köpeği çıkar.
- Tavşan tekrar sorar. Peki ya bu nedir??
- Yaşlı bilge cevap verir: O Kurt köpeği. Kurtla köpeğin birleşimidir evladım. Tavşanın aklında yavaş yavaş bir şeyler belirir..
Kısa süre sonra karşılarına bir Devekuşu çıkar. Tavşan tekrar sorar. Yaşlı bilge onun adının Devekuşu olduğunu söyler.
Tavşan uzun uzun bakar ve ohaa der.

potun kralı

Adamın biri bir aydır tatilde yalnız başına bıraktığı karısını hafta sonu nedeniyle ziyarete gitmişti, karısı kendisini garda karşılayıp boynuna atladı ah sevgilim bir bilsen seni ne kadar özlemişim gelmene öyle mutlu oldum ki. Aksam yemekten sonra karı koca oteldeki odalarına çekildiler kapıyı kapatır kapatmaz, öpüşüp koklaşmaya tatlı sözler mırıldanmaya başlarlar. Fakat tam bu sırada, komşu odadan bir tekme duvara iner. Ardından öfkeli bir ses gürler.(YETER YAHU)HER GECEKI GİBİ YINE BAŞLAMAYIN bırakında hiç olmazsa bu gece uyuyalım))))

hitler

Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin değil mi diye sorar. Barmen "Evet, onlar" der. Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar:- "Selam, ne yapıyorsunuz?"
- Hitler cevaplar: "3. Dünya savaşını planlıyoruz."
- Adam sorar. "Gerçekten mi? Neler olacak?"
- Hitler:"Bu sefer 14 milyon Yahudi yi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz" der.
- Adam sorar: "Bir bisiklet tamircisi mi???!"
- Hitler Stalin'e döner ve der ki: "Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon Yahudi yi takmayacağını söylemiştim!"

köylü

Ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde herşey ama herşey satılmaktadır.
- Patron sorar: Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
- Evet köyümde bu işi yaptım. Patronun gözü cocuğu tutar:
- İyi, yarın başlıyorsun. Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır;
- Evet, bugün kaç satış yaptın??
- Bir!
- Ne bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptılar, Nasıl bir? Kaç dolar tuttu peki?
- 320.334 USD doları. Patron şaşırır ve sorar:
- Nasıl becerdin bunu?
- Adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutucağını sordum. Kıyıda diyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indikve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım. Patron kendinden geçer:
- Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın?
- Genç çocuk cevap verir: Yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... Ben de ona şöyle dedim: "Haftasonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git..."

uyanık papaz

Papaz ,iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş .
- ''Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?'' Zangoçta derin bir sessizlik...İyice köpürmüş
- Papaz: ''Sana soruyorum be adam!Duymuyormusun beni?
-''Hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim''
- "Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun ..'' Zangoç bıyık altından gülmüş,
- '' İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız...'' Yer değiştirmişler.Bu kez zangoç seslenmiş-''Kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?' Papaz kendi kendine söylenmiş.
-''Hakikaten yahu! Buradan hiç bir şey duyulmuyor.''

aykırı pilot

Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.. Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler..Yolcular fena halde şaşırmışlar.. Nasıl şaşırmasınlar.. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant.. yardımcı pilotun elinde bir köpek taşması.. Tasmanın ucunda bir Köpek.. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.. Günlerden bir nisan değil ama, "Saka herhalde" demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa.. Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda, uçak hızlanmış.. Yolcular endişelenmeye başlamışlar.. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.. uçak iyice hızlanmış.. Bazı yolcular paniklemiş dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip cimlerin başladığı gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış. Derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
-"Biliyor musun?" demiş,"Bir gün çığlık atmayacaklar ve hepimiz öleceğiz!

4 Şubat 2008 Pazartesi

habersiz papaz

Bir Hıristiyan kasabasında görevli papaz günah çıkarmaya gelenlere vaaz verirken, bundan sonra bana günah çıkarmaya geldiğinizde bana aldattım kelimesini kullanmayın bundan çok bıktım onun yerine (düştüm)diye söyleyin demiş, gel zaman git zaman papaz emekli olmuş onun yerine genç bir papaz gelmiş ama her şeyden habersiz, yine günah çıkartmaya gelenler papaz efendi dün düştüm , gecen hafta düştüm, aradan bir ay geçmiş genç papaz artık valiye gitmenin zamanı geldi düşen düşene demiş,ve valinin yanına gitmiş.Vali bey su yolları bir kontrol etseniz düsen düsene, tabiki vali bey düşmenin hangi anlama geldiğini bildiği için kahkaha ile güler, papaz sinirlenir ve vali bey ne gülüyorsunuz daha dün kariniz geldi üç defa düştüğünü söyledi demiş.

masum çiftçi

Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas'ta dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kusa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah,Şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş.Çiftçiye sormuş:
-"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?"
- Çiftçi cevap vermiş: "Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz....Nasıl yalan söylerler!!!".

Nerden nereye

Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. "Allahım sen annemi, babamı, ablamı, ninemi ve beni koru" diye. Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç gün sonra baba yine duyar "Allahım sen annemi, babamı, ablamı ve beni koru" diye. Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu kırılarak ölür. Bir kaç gün sonra çocuk yine dua eder "Alla hım sen annemi, ablamı ve beni koru" diye. Baba kendisinin unutulduğunu fark eder ve ertesi gün başına bir şey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Aksam eve gelince karısına sorar
- "Hanım bugün ben işteyken neler oldu?" diye.
- Karısı "Bizde bir şey olmadı ama postacı öldü!!!"

yahudi ticareti

Roma'da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi'nde büyük bir pazar ayini...
Görkemli bir dinsel tören.. Papa bile katılıyor. Koskoca meydan mahşer yeri gibi..Kilisenin içi de dışı da tıklım tıklım.. Bu arada kilise kapısında iki adam özellikle dikkati çekiyor...İkisinin de boynunda kocaman birer levha asılı..Birinde "Ben koyu bir Hıristiyan'ım ,lütfen bana yardım ediniz " yazılı. Ötekinde ise sadece " Ben koyu bir Yahudi'yim " yazıyor. Tabii ki kiliseden çıkanlar Hıristiyan olduğunu ifade eden adama yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe bir şeyler veriyorlar. Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudi'yim " yazısı taşıyana sokuluyor.
- " Bana bak kardeş " diyor , "..dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hıristiyan kiliseden çıkarken , senin Yahudi olduğunu böyle aleni olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence çıkar o yazıyı boynundan , sen de su Hıristiyan gibi..." deyince , boynunda "Yahudi'yim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı olana dönüp sesleniyor:
- Heey !.. Salamon !.. Herife bak be !.. Gelmiş bize ticaret öğretiyor..

Teknoloji farkı

Amerikalılar bir gün son teknoloji ürünü mükemmel bir uçak yapmışlar. Bu uçağı düşünmüş taşınmış ve Arabistanda test etmeye karar vermişler... Ülkenin en iyi pilotuna vermişler uçağı... Uçak havada arıza yapmış. Arap telaşa kapılıp ne yapacağını şaşırmış bu durumda iken monitörde bir yazı çıkmış: "This is American technology, don't afraid." Arap biraz rahatlamış uçak düşerken aynı yazı birkaç kez daha tekrarlamış ve sağ sağlim inmiş adam... Düşünmüşler taşınmışlar elin Amerikanı yapar da biz niye yapmayalım ki? ve aynı uçaktan imal etmişler ve ilk testi Amerikalılara yaptırmak istemişler.... Amerikan pilotu uçarken motorda sorun çıkmış ve uçak irtifa kaybetmeye başlamış... monitörde "don't worry this is arabic technology" yazmış.. neyse pilot rahatlamış... bu bizim uçak gibi demiş ve sakinleşmiş. Aynı yazı iki-üç kez daha çıkmış ve çakılmaya az kalmışken monitörde bir yazı daha çıkmış : " Repeat after me; eşhedünla ilahe illallah ve eşhedüennemuhammeden abdühü ve rasülühü"

Üstat

Adamın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır.
- Dükkan sahibine sorar.
- Bu kuş niye bu kadar pahalı?
Dükkan sahibi
- Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için
Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan. Adam bir bakar en köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar.
- Peki der bu perişan haldeki kuşun nesi var.
- Dükkan sahibi Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat diyorlar.

Dadas - 2

Erzurmlunun biri adam yaralamaktan içeri girmiş arkadası buna teslim olmadan önce öğüt vermiş. Maphusa girince kapıyı tekmele ve 4 leşim var diye bağır senden korksunlar demiş. Bununda aklına yatmış tabi. Bizimki sivas ceza evine düşmüş ve koğuşunu belirlemişler. Gardiyan içeri sokacağı sırada kapıya bir asılmış tekmeyle
- ulennnn yedi leişim var gan gokiremmm diye bağırmış. Koğuşun ağasıda yarma gibi gelmiş önüne dikilmiş
- ne gokiysen ne gokiysen.
Erzurumlu korkudan ne yapcağını şaşırmışşş.
- hiç şeyy abiii gelirken lagıma düştüm bog gokirem

Dadas-1

İstanbul'a gurbete giden Erzurum'lu, dönüşte karısına İstanbul'lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını
"Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor.
Akşam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karısı kapıyı açmış:
-Uyiyy kocacığım, it gibi titriyirsin...----

Futbolcu Aklı

98 dünya kupasını FRANSA milli takımının kazandığını gören Fatih Terim hemen ilk uçakla Fransa ya Fransa nın hocasından taktik almaya gider. Fatih hoca,Fransa nın hocasına
- Ya hocam sız nasıl şampiyon oldunuz özel bir yöntem mi kullanıyorsunuz? der. Bunun üzerine Fransa milli takımını hocası
-Yo hayır.Ben sadece futbolcularıma zeka testi uyguluyorum.Bakın der ve Fransa milli takımında forma giyen Zidane ı yanına çağırır ve şöyle der :
-Zidane senin ananın babanın çocuğu ama kardeşin değil, kim bu? der. Zidane da:
- Benim, hocam der. Fatih Terim de aynı şeyi kendi futbolcularında uygulamaya karar verir ve İstanbul’a geri dönüp Hakan Şükür’ü yanına çağırır ve
- Hakan senin ananın babanın oğlu ama kardeşin değil,kim bu? der, Hakan da
- Hihi bi dakka hocam gidip bi Hagi ye sorayım hihi der. Hagi ye gidip
- Hagi senin ananın babanın oğlu ama kardeşin deil,Kim bu? der Hagi de
- Benim tabiki der. Bunun üzerine Hakan şükür Fatih hocaya döner ve Hagiymiş hocam der.. Fatih terim de:
- Saçmalama oglum ne Hagi si.. Zidane der..

Bakış açısı - 5

Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün New York üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.
-”Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar.
- “Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin” der adam. Yönetici sinirlenir:
-”Sen mühendissin değil mi?” diye sorar.
-”Evet.” der adam. “Nereden bildin?”
- “Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.”
-”Sen de yöneticisin değil mi?” diye sorar Adam.
-”Evet sen nereden bildin?”
–Adam “Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim sucum oldu.” …!!

Bakış açısı - 3

Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir şişe de şarabı devirdikten sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra Holmes uyanır ve arkadaşını dürtükler.
-”Watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle”.
- Watson cevap verir: “Milyonlarca yıldız görüyorum.”
- Holmes sorar: “Bu sana neyi gösteriyor?”
- Watson bir an düşünür ve yanıtlar: ” Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3′üçeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor? ”
Holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
- “Ulan hıyar, çadırımızı araklamışlar!”

Sarışın - 4

Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve LasVegas’ın yolunu tutar… Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve sarışın karısına telefon eder:
- “Hayatim, evde misin?”
- “Evet kocacığım.”
- “İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım.”
- Kadın sevinç dolu bir çığlık atar “Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye?? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?…”
- Adam cevap verir: “ Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol.”

Sarışın - 3

Bir Sarışın birde Esmer bayan köşeyi kolay dönmek için banka soymaya karar vermişler. Esmer bütün gece oturup plan yapmış. Sabah masanın üzerine kağıtları sermiş, soygunu tüm ayrıntıları ile sarışına anlatmış:
- “İyi anladın değil mi ?” diye de sormuş. “Burası küçük bir semt bankası, bir tek güvenlik görevlisi var. İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada bekleyeceğim.”
Binmişler arabaya, gitmişler bankaya. Esmer motoru çalışır tutarak direksiyonda beklerken, sarışın bankaya girmiş. 5 dk. geçmiş. 10 dk. geçmis. 15 dk. geçmiş. Esmer korkmaya baslamış. Tam gaza basıp kaçmaya karar vermişken, bankanın kapısı büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açılmış. Önde sarışın elinde bir ip. İpin ucuna kasa baglanmış, sürükleye sürükleye arabaya koşmaya çalışıyor. Arkasından güvenlik görevlisi “DUR” diye bağırarak ateş ediyor. Ama koşamıyor çünkü pantolonu ve iç çamaşırı dizlerinden aşağıya inmiş. Sarışın arabaya atlamış. Esmer gaza basmış ve öfkeyle seslenmiş:
- “Bir de bana planı tam anladığını söylemiştin !.. ”
- “Anladim tabii…”
- “Ben sana GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ BAĞLA, KASAYI BOŞALT demiştim.

Sarışınlar - 2

Miami ‘de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afet’i trafik polisi durdurur.
- Hanımefendi ehliyetinizi görebilirmiyim ?
- Nedir o?
- Hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge,kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur.
- Sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır.
- Hanımefendi ruhsatı görebilirmiyim ?
- Oda ne ?
- Tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. Genelde torpido gözünde bulunur.
- Bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır.
- Trafik polisi evrakları alıp aracına biner ve merkezle telsiz bağlantısı kurar. Merkezdeki görevli memur aracı kullanan sarışın mı diye sorar ?
- Evet
- Peki süper bir mini eteği varmı ?
- Evet
- Göğüsleri gömleğinden taşıyor mu ?
- Evet
- O zaman sen ona doğru yaklaş ve fermuarını indir.
- Polis memuru merkezdeki arkadaşına bağırarak böyle bir şey yapamayacağını söyler ama ısrarlara fazla dayanamaz. Sarışın bayanın yanına yaklaşıp fermuarını indirir.
- SARIŞIN BAYAN ÇOK ŞAŞIRIR . YİNE Mİ ALKOL MUAYENESİ !!!!!!!!!!!!!!!!

Sarışınlar - 5

Miami ‘de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afet’i trafik polisi durdurur.

- Hanımefendi ehliyetinizi görebilirmiyim ?

- Nedir o?

- Hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge,kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur.

- Sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır.

- Hanımefendi ruhsatı görebilirmiyim ?

- Oda ne ?

- Tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. Genelde torpido gözünde bulunur.

- Bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır.

- Trafik polisi evrakları alıp aracına biner ve merkezle telsiz bağlantısı kurar. Merkezdeki görevli memur aracı kullanan sarışın mı diye sorar ?

- Evet

- Peki süper bir mini eteği varmı ?

- Evet

- Göğüsleri gömleğinden taşıyor mu ?

- Evet

- O zaman sen ona doğru yaklaş ve fermuarını indir.

- Polis memuru merkezdeki arkadaşına bağırarak böyle bir şey yapamayacağını söyler ama ısrarlara fazla dayanamaz. Sarışın bayanın yanına yaklaşıp fermuarını indirir.

- SARIŞIN BAYAN ÇOK ŞAŞIRIR . YİNE Mİ ALKOL MUAYENESİ !!!!!!!!!!!!!!!!

Sarışınlar

İki sarışın yolda yürürken yerde bir makyaj aynası gözlerine ilişir.
ilk sarışın kapağını açar ve bakar :
- Resimdeki yüz bana çok tanıdık geldi şekerim… der.
Sıra ikinci sarışındadır, aynayı arkadaşının elinden çekistirir ve şöyle der :
- Tabii ki tanıdık gelecek aptal, bu benim…